ABBA çalıyor. Sanki biten her şeyi gözlere doldurmuş orada kalmış kalınmış. Yıllar sonra… Dinler misiniz? İçinde hiç bir şey olmayan her şey tıkıştırılmış sandıklar dolaplar çekmeceler misali sıkı sıkı kilitli. Gözlerin doldurulmuşlukları onlar da öyledir ne var ne yok hepsi her şey oradaymışcısına. Bitirilen biten bitirilmiş bütün ilişkiler dostça ayrıldık […]
Kolay olmuyor. Aldığın yollar geri dönerken verdiğin yol olmuyor yine yol alıyorsun. Geri dönülmez oluyor akşamların ufku. Öğrenilmiş pişmanlıklarınla kalıveriyorsun ortalık yerde. Kapısını açıp gönderdiklerinin hep geri dönmesini bekliyorsun sen daha kapıyı örtmeden. Aradan geçen zamanlar öyle üstün körü vakit doldurmalar beklerken. Kalemle aran açıldığı gibi aran açılıyor zamanla gerçekle […]
Kalbinizin hiç bir daha bu kadar masum çarpmayacağını atmayacağını bildiğiniz zamanlardan kalan o gözleri. Hiç o kadar yeşil olmayacağını bildiğiniz ağaçları o kadar mavi bir daha göremeyeceğiniz gökyüzünü sizin kadar temiz bulutları bembeyaz lekesiz o sıralar. Bir daha da siz o kadar bembeyaz olamadınız hep bir kırık beyazlıkta öyle bile […]
Biraz eğri büğrü. Biraz değil belki daha çoğu. Üzerinde yaşadığımız yerlerin yaşamanın gereği böyle olmalı. Olumsuz şeylerin aktarılması iletilmesi olumsuz şeylerin aktarılması iletilmesi dillendirilmesi hoş değil hoşa gitmiyor. Gitmeyince bir suskunluk hasıl oluyor sessizlik kaplıyor ortamı. Sırf bu yüzden kalemle ara açılıyor. Bir süredir açık. Neyi neden böyle yaşamak zorundayız? […]
Tamam her şey buraya kadarmış bas geriye bas bas geri. Kuantum bilgisayarlarda zamanı geçmişe götürüvermişler parçacık hali götürmüşler olsun şimdilik parçacık bazında. Az kaldı. Takyon filan kafaya takılmışlığı önceden var. Sonra hani insan düşününce olurmuş. Düşün . En son pişmanlığın neydi? Hayır hayır ilk pişmanlığın neydi? Çevir geriye tekrara gel. […]