Daha 18 yaşında 43 yaşında bir adamla tanışır. Meşhur. Öğrencisi olur. Asistanı, sevgilisi. Genç kıpır kıpır bir kalp her şeyi bilen bir adam. Aşık olur. Adamda aradığı aşkı bulmuştur. Hayır taze bir çiçek koklamak her zaman güzeldir. Hiçbir şeyden vaz geçmeden öğrencisi ile ilişkisini de sürdürür. Ustadır, ustasıdır.
Adam hayatının son yılında hayatının son on beş gününde karısı olabilmiş Rose ile de ilişkisini sürdürmektedir. Başka kadınlarda vardır.
Öğrenci sevgili aşık her şeyini bir şey kalmamacasına her şeyini verir. Bazı eserlerini bile ustasının arakladığı söylenir. Bazı dikkatli üstatlar aradaki farkı, el farkını işaret ederler sohbetlerde.
Camille Claudel iyi bir öğrenci sevgili, her şeyini veren olur. Auguste Rodin. Heykaltraş, büyük heykeltıraş düşünen adamı yapan, büyük usta.
Aşktır. Namlusunun ucuna denk gelinildiğinde affetmeyen bir tabanca. Vurur. Camille taşıyamaz.Her şeyini vermiştir, vermektedir. Yalnız kalır onunla bile. Fırtına rüzgar hava hep karmakarışıktır onun için. Kafası da karışır. Yalnız kalır. Yalnızlık akıl hastanesine taşır onu.
Ailesini, çevresini, neyi olduysa, neye sahipse her şeyi kaybeder. Hayat bile taraf olmak için biraz ün şatafat para ister. Aklı da karışır.
Rodin’in baskısına dayanamaz aklı.
1906 da krizlerle girdiği hastaneden 1943 yılında ölerek çıkar.
Bu hikaye hep Rodin’in hayatının içinde, Rodin yazanlar, hayranlarının hikayesi olarak bildiğiniz başka türde anlatılır hep.
Rose sabırla zaten kendisinin olanı yanında bulur hep. Rodin’le aynı yıl ölürler. Başka bir kadın Camile de önce bile olan kadın olarak 73 yaşında evlendiler. 2 hafta evli kaldılar, Rose öldü. Aynı yılın sonunda Rodin’de yaptığı heykeller gibi donarak ölür.
Camille ise kardeşine sorar (Bunu yeni öğrendim) bir mektupta akıl hastanesinden yazdığı.
“Bu kadar yalnız kalmak için ne yaptım”
Ne yapmış olabilir?