Bir zirve en tepede sen varsın zirvedesin düşün kolay tırmanılmış, özensiz, planı daha yokken hayatın da, düşünülmemişken daha kat edilecek yolu, durulacak nefes alınacak yerler hesaplanmamışken bir fırtına seni taşımış zirveye. Zirvedesin, ağır büyükçe bir taşa sarılmış etrafını kolluyorsun, getiren rüzgarın şiddetine benzeri bir rüzgarın seni kendi çabanla çıktığın yeri bile aratacak bir yere götüreceğini artık biliyorsun. Seninle yol arkadaşlığı yapanlar, seninle olmasa da aynı yerlerden, yollardan geçtiklerin, izlerine bastıkların, kırdıkları dalları gördüklerin, terlerinin emeklerinin, kokularını hissettiklerin eni bekleyin dediklerin beraber gidelim, ayakkabının bağları çözüldüğünde ekleyenlerin yanına bağla diye nefeslerin sıklaştığında ağırlaşanlar şimdi aşağıdalar. Bir dolusu seni zirveye çıkaran rüzgarla, çıktıkları yerden bile aşağıya düşmüş ve şaşkın. Taşına daha çok sarılıyorsun. Özensiz, beklenmedik, planlanmamış bir yerdesin. Biliyorum artık buraya çıktığında her nasıl olursa olsun, kulakların sağır olacak, sadece istediğin aradığın sesleri duyacaksın, onları bile seçeceksin senin istediğin tonda olanları bir fısıltı gibi duyacaksın, hafızandan bir dolu kişiyi sileceksin seninle yürüseler de zor zamanlarda sana elvermiş olurlarsa daha unutkan olacaksın sileceksin. Ve acımanın, vicdanın, aşağıda bir yerlerde fırtına başlamadan az önce sırtından bıraktığın o ağır çantanın içinde kaldığını göreceksin.