Zaman durur. Siz hiç fark etmezsiniz fark edemezsiniz bile.
Büyük bir acı tam karşılaştığınızda zaman durur. Size ulaşmadan önce az önce tam karşılaştığınızda hem de uzunca bir aralıkta zaman durur uzunca nasıl denirse başka tarifi yok zaman durur.
Çok büyük bir sevinçle karşılaşınca tam o anda yine öyle uzunca başka tarifi yok zaman durur. Sizi yıkmadan uçurmadan sizi başka bir yere aleme nesiniz ne değilsiniz dayanın hazırlanın belki de yıkılacaksınız uçacaksınız her ne olacaksa belki de kendini hazırlamak için acı veya sevinç hani vurmadan önce gerilir kuvvet almak güç kazanmak her ne için zaman durur.
Durduğunda pek yerinde de durmaz kayboluverir ortalıktan acıyla sevinçle neredeyse geri gelir aynı benzer bir durum önce.
Sevinçten nutkum tutuldu üzüntüden acıdan nutkum tutuldu acıdan sevinçten ağladım birden ne olduğunu bilemedim içim boşaldı.
Zaman durur siz fark etmezsiniz. Yerinize bir şeylerin artık eskisi gibi olmayacağı gerçeği her şeyi değiştirecek olan o andan az önce tiyatro sahnesinin durup bir an dekorların değiştirilişi gibi bir değişiklik hayatın dekoru değişir sanki .
Böyle şimdilerde çokçası da acıyla üzüntüyle durup durup gidiyor zaman sırf o yüzden hızlıca yaşlanıyor bile olabiliriz.