Ağaçlara yatın uyuyun artık emri geldi. Yaprakları birden bırakıverdiler. Bir gün de yapraklarını dökerler derim ya öyle oldu. Bu gün gün o gün oldu. Yapraklar aniden düşmeye başladı, kurudu. Kış başlıyor başladı. Gece okuduğun kitabın satırlarına dolanmış tam dalmışken odanın kapısı aralanır bir el ışığı söndürür. “Yat uyu artık geç […]
Yaşam
Onca yoksulluk varken‘in satırlarının arasına kaçıyorum. “Ta buralardan görüyordum bunu, oysa Ponthieu sokağında çok lüks mağazaların bulunduğu Champs – Elysée ye yakın bir yerdeyim. Madam Rosa ‘nın savaş öncesinden kalma saçları giderek daha sık dökülüyordu.” Paris sokakları nemli ıslak soluklar. Satırlar bir sığınak oluyor. Bir ölünün yanına uzanmanın huzuru gibi. […]
Kelimeler arkadaşım. Çocukken bile top oynadığım kafasını yardığım itip kaktığım. Her şakama katlanırlar. Katlanırım. Onlarla dost arkadaş oynayan şiir yazan şairlik eden le ondan bir yakınlığım var. Gecenin bir saati bile çat kapı giriverirler dünyama buyur geç hoş geldin. “Gülemiyorum ya, gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir.” Diyen Edip Cansever’ le […]
Kolay gelir masal anlatmak. Mezarlarından çıkan ölüler masaldır. Korkutur. Masaldır. Gömdüğün tüm ölüler mezarlardan çıkar. Anıdır, hatıradır, dilektir, yaşanmışlıklardır. Artık sizle yaşamadıklarından gömmüş olduklarınızdır. Çıkar mezarlarından gelirler koynuna gece biraz ileri git ben geldim. Ölüdür onlarda. Uyuyordum. Olsun ileri git ben geldim. Bir törenle törensiz öyle gibi olabildiğince bile değil […]
Bir anda önüne çıkar, bir anda olur olaylar, beklemediğin şeyler beklemediğin zamanlarda olur. Sen hep kimse bilmiyor bilirsin. Sen hep öyle bilirsin. Başkalarının planlarında olur her şey tam senin beklemediğin şekilde tam senin beklemediğin anda beklemediğin başka birilerinin planladığı şekilde planladığı anda olur senin beklemediğinde beklemediğin anda bile olması planlandığı […]