Anlatıyordu. “Kulenin en tepesine çıktı nefes nefese. Garanti olsun diye bıçağın keskin ucu yukarı gelecek şekilde toprağa dikip öyle çıkmıştı yukarı.” Garanti olsun diye. Kulenin tepesinden atlayıp bıçağa denk getirdiğinden mi? Getiremeseydi? Getiremese de mi? Getirebilmiş miydi? Getirmeden de mi? ‘Babam Romulus’ da çocuğa anlatıyordu. Çocuk uyanıp uçurumun kenarında olduklarını […]
Yaşam
Yaşamışınızdır. Farketmemiş olabilirsiniz ama bilirsiniz. Tam da ağlamadan az önceyi. Birden haydi cumburlop başlamaz ağlamak. Bir öncesi an vardır. Eskilerin kelimesi İdrak edilene kadar geçen zaman. Ağlamak neyin ne olduğunu, nasıl olduğunu beynin kabulünden sonra başlar. Beyin kabul etmeden önce görüşme, inceleme, soruşturma doğrulama durumunda ki halidir ağlamadan az önce […]
Uyuklar gibi olmuş bir anlık biraz göz kapanması akıl bir kenarda duruyor araklanmış. Akıl kayıp günlerdir yok. Araklayan belli ki işinin ustası kim varsa hepsini birden memlekette kim varsa. Ne söylense ne dillendirilse yapılanların hepsi bir yere sığmıyor. Yalanmış, yalan doğru olsa dillenmez zamanımızın hastalığı. Üstüne bir de işaret parmağı […]
Sokakla arama bir şeyler girdi. Bir süredir görüşmüyoruz. Nedeni bana kalsın. Dışarı çıkamıyorum. Güneşten korktuğumdan, ay dolunay mı ondanda değil. Bana kalsın. Eskilerden bir şarkı say bir garibim bu günlerde. Bu akşam yine öyle. Tat vermiyor bir şeyler nefeste bile bir acılık, biraz elimi sürmesem almasam biraz hani acılığını unutana […]
Sayılamayacak kadar çok bir elin parmağından fazla. Bir elin parmağı o zaman bile yaşanmamış. Bir dudak büzmesi. Dizlerde kabuklu yaralar biri geçmeden bir başkası. Karar belli suçlu. Asılsın yok, çürütülsün. Demir parmaklıklar yerine bakışlar az bir şey aşağı öylesi daha sağlam. Bütün hepsi mi yalan çıkar? Hepsi mi tezgah sevgilerin […]