Şu Saatte Gel

Önce bir el çırpış bir sonradan öğrendim gel işareti, emekleme karışımı sürünüş ödülü gülümseme. Bir çağırış bir yol gösteriş bir el tutuşun sonrası.

Yollarımı hep gösterdiler sıralar oldum, bir merdiven çıkış bir yol gösterme önünden gidenin peşinden kaybolma. Kaçışlara kaçışlarıma kapılar görevliler, hademeler, demirler yüksekçe gel dedikleri zaman gelme, git dediklerinde gitme öğretisi. Zamanla saatle geliş gidişleri ilişkilendirme.

öğrenmek

Şu saatte gel saat şu olmadan gitme. Kapılar otomatik olmasa da saatle açılıyor. Sonralarında biraz daha dokunuluyor, yol gösteren eller dokunuyor itekliyor gözlerde itekliyor, çekiyor eller gözler de gel bakalım buraya çekiyor. Boy ne kadar kısa olursa olsun dik dura kafayı ezerek eğme başını çarpmasın eğmesi onlar biliyor, sen bilmiyorsun.

Onların gösterdiği patika izinden yürümeyen ayaklar cezalanıyor, eller karışmıyor pek tuttukları değnekler coplar o patikaya direnenin oradan yürümeyen ayakları derisinden kurtarıyor. Gözler görülse bir ton nefret damperi tıka basa dolu. Tutulan bir el oluyor gidilmesi gereken yere biraz ağır el nereye götürürse oraya bir kol tutması karşıya geçişlerde. Sonrasında el üstünde tutuluş bir gidilmesi gereken yere son gidiş. Bundan sonra gidilmiş değil, gidenlerin gelip de anlattığı bir şey değil. Orada sen gel bakalım.

3 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir