Sabah olurken gelirken huzurun daha yeni yeni işbaşı yapmaya hazırlandığı çayını kahvesini alıp masasının üstünü temizleyip silip bilgisayarının düğmesine tık diye basıp eskiden geç gelirdi ekran gider paltonu asar saçını toplar gelirdin ancak şimdi tık pek değil olsun öyle densin sabah seçtiği günün desenleri öncesi ruhunun da teması algında zemini hazırlamış deseni yerleştiri veriyor tuvale.
Ruhunda sende zeminin üzerine senin kargacık burgacık renk renk allı pullu yazma deseni alalem düz dümdüz tek renk tek bir çizgi al sana hayat tepende onca desenli bulut yıldızlı gökyüzü masmavi ışıl ışıl bir sabah cilt yanığı önceki günden tazelensin çağrısı.
Yaz kokuyor deniz kokuyor çiçek kokuyor kuş sesi köpek sesi kedi sesi çığlığı çoğu martının da çığlığı böcek cırıltısı çok sever uyansa dün öğle sonrası tepesinde bembeyaz simsiyah bulutlar yağdı esti gürledi beklentili ruh hali aynen tropik yaz fırtınası havası bir de eskiden ara sıra olurdu şimdi neredeyse dakika başı sürekli yaz desen ruha daha gelmedi eli kulağında.
Sabahı hınçla bekleyen öldürelim hadi bende beş sende yirmi beş sivrisinek istilası tahta kurusu temizliği dök üstüne yakalım ruhu ne kadar ağır ne kadar yaşanmaz ne kadar o da öyle var olduğunu zannedip çoktan yok olmuş ben buradayım çığlığı son el göstermesi suyu yüzünde ben de beni de sayın koyun olsa kurbana kadar iç rahatlatacak sürü kalabalık ekmek yeriz hali.
Üzülme aç gönül çabuk doyar birkaç lokmaya göz açsa ye ye toprağa anca. Bir damla mı çölü.