Yağmur Başlamış

Serin mi oldu? Yağmur mu başladı dışarıda? Yatağın içinden yorganın altından kafasını çıkarmadan konuştu. Soru sordu. Ben yataktan yeni kalkmış yüzümü bile yıkamamıştım. Camdan bir çıtırtı geliyordu. Güne daha çok vardı. Geceydi zaman daha ışımamıştı ve sabaha varmadan önce o iç titreten serinlik dolmuştu her tarafa, odaya da. Gülümsedim görmedi gülümsememi yatağın en kuytu yerine saklanmış olmalıydı. “Yağmur başlamış herhalde sesi geliyor.” Gece için fazla kısık bir sesle söylemiştim duymadı. Kafasını yorganın kenarından gördüm. Bakıyordu. Ne dediğimi anlamamıştı. Yeniden söyledim.”Yağmur başlamış.” Saklandı yorganla yatağın en kuytu yerine kaçtı. Saklandı. Birazdan sabah olacaktı ben gidecektim yeniden. Sabah ilk ışıklarını bayağı cimrice olsa da vermeye başladığında çıktım. Ne “Hoşcakal” dedim, Ne “Elveda.” Söylenecek başka bir söz kalmamış gibi en son yağmur başlamış dedim. Sorsalar onca yaşanmışlıklara ne oldu. Koskoca sevdaya hem de en zorundan yaşanan o sevdaya ne oldu. Nasıl bitti son cümlesi bu olan onca şeyi sel mi aldı? O sabah yağan cisil cisil yağmur , incecik taneleriyle bu kadar büyük, bu kadar yüksek, bu kadar hani nasıl derler koskocadan daha büyük en kocaman bunca şeyi alıp götüren bu yağmur muydu? Her neyse işte nasılsa son cümlesi “Yağmur başlamış” olan bir büyük hikaye oldu ve bitti.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir