Kahve Falı Bilirmisin?

Arasıra insanın başına gelir ya, öyle oldu kilitlendim düşüncelere yazı yazmak içimden gelmez oldu. Bir eski şarkıya takılıp geleceksin gibi geliyor, gelmezsin, gelemezsin. Nilüfer yeni ortalıklarda, Sezen Aksu ilk plaklarındaydı daha o sıralar. Steve Wonder bizim için yoktu, Sedat ilk olarak “Pastime Paradise” den bahsedip bize dinlettiğinde sen çoktan gitmiştin. Şimdi çok sever mi bilmem çok severdi o zamanlar. Sen gittiğinde Caner daha gitar çalmıyordu, çalıyordu her halde o kadar iyi değildi. Epeydir dinlemedim onlarca yıl oldu. Sen şarkılar fısıldardın, neşen yerindeydi, şimdi nasıl bilemem. Denizatı aynı yerinde, sen, ben, biz, bizimkiler yok artık o masalarda. “Bir çay lütfen.Yoo hayır bir kahve. İçinde kırk yıl hatırı olanından” Asılmış bir okulun, çalınmış bir fişinde kaydı olanlarda yok. Az sonra bir koşuda gidilecek Çankaya Sinemasında Cumartesi sabah 10.30 seansında Love Story de oynuyor olamaz. Artık ne sinema, ne o seanslar kaldı. Dedim ya yok olan o kadar şeyin içinden kahvem geliyor. İçinde kırk yılın hatırı var mı? Biliyorum Belgin nice olayla birlikte bu durumu da çok güzel yorumlardı, yorumlar. O günleri konuşma fırsatı bulsak bu masa da.Neleri konuşuyor olurduk bu masanın çevresinde otursak. Bak ismin bile geçmedi. Seni konuşur muyduk? Ben hariç birilerinin hafızasında bir anın takılmış, yaşanmışlıkların çok kişiliğinin içinde ön sıralarda bir yer kapıp, senden çok sonraları ortaya çıkan piyanist şantörlerin ooo kimlerde gelmiş, hoş geldiniz anonslarına benzer tanışmışlığın, tanınmışlığın içinde ismin geçermiydi? Ben sormasam, ben anmasam o durumlarda hafızalarda zorlanıp çıkarılabilir miydin? ‘’Killing me softly’’ çalıyor seni çağırmak için senle o şarkıda dans etmiş miydik? Bilmiyorum, hatırlamıyorum. Demis Rousous’un “Goodbye My Love” ın da etmişliğimiz var diye hatırlıyorum. Boş ver kahve falı bilir misin? Ben falına bakardım, el falına senin. Bilmezdim fal mal ama elini tutmak hoşuma giderdi. Sensiz yıllarda çalıyor şimdi de. Yıllar sensiz miydi sanmıyorum. Sadece sen yoktun o kadar. Lalalaa lala lalalaa lala. Gel falıma bak, eski tanıdıklardan biriyle görüşecek miyiz? Seni anacak mıyız hafızaların ceplerinden çıkarıp. “Seni özledim, öyle sevmiştim” şarkısını çalacaklar mı bir yerlerde. Bak bakalım falıma…

Tags:

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code