İnce Mehmet’i Iraz Ana’yı, Çakır Dikeni, Anavarza’yı okuduğumda ağa nedir? Kötü nedir? ayırtına daha varmadan yani okuduğumda sindirmeye daha çok varken genç bile değilken Yaşar Kemal sığınılacak bir yer oldu gecelerime. Şimdi hasta.
Kötünün devletle nasıl kolay al takke ver külah olduğunu, devleti de kanunu da sanki eli kolu kısaymış, değildir birkaç kol boyu daha uzundur, devleti el, kol, kanunu bir yerinden kıvırıp çevirip böyle diyordu ya getirip el, kol, maşa yapmasını yaptığını eşkıyanın tarafı olmanın daha insani olabileceğini suçlu yaftası yapıştırılmışın hep suçlu olmayacağını devlet parmağıyla gösteriyorsa, polisi jandarmasıyla büyük bir hınçla saldırıyorsa bir durup düşünmem gerektiğini, dahası önce o işaret edilenin, saldırılanın haklı olduğunu düşünmem gerektiğini o zaman okuduklarımdan öğrenmeye başladım. Sağ, sol çok yeniydi elit sohbetlerde konuşulurdu.
Kemal Tahir, Sağırdere, Yediçınar yaylası, Körduman, Rahmet yolları kesti, Esir Şehrin İnsanları, Devlet Ana, Kemal Bibaşar, Cemo, Memo, Yaşar Kemal Binboğalar efsanesi, Ağrı dağı efsanesi, İnce Mehmet daha binlercesi gece sığınaklarıydı kitap okumayı biraz sevenler için. Televizyon yok, Gazete zor, değişilen kitaplar sen bunu okudun mu? Okurduk. Gecenin bir vakti ana baba büyüklerden biri yeter artık der ışığı hep en heyecanlı yerinde kapatırlardı. Elektrik parası gelince bu ayrıca konuşulurdu o gece erkenden ışık sönerdi hep.
Şimdilerde yine başucumda onlarca kitap, okuyup yine sığınıyorum bir yerlere.