Geceleri anlatmak ne kadar zor kolay olması lazım değil pek de. Yalnızlıklar gibi bir tek yalnızlığım var sanırsın çoğala çoğala her birinin başka ismi üstelik. Her hücreye birkaç her damlaya yağmurun her kar tanesine birkaç gece bir sürü yalnızlık. Gecenin üstüne nazik serpilmiş pudra şekeri kıvamı benzeri dokunur gibi her yer onunla yalnızlıklar.
Nereden bilinebilir ki çok sevdiğiniz ergenliğinize kadar belki onun da az biraz daha ötesine sonradan karabasanlarla dolup korkularınızı irileştiren sonra yalnızlıklarınızın arı sinek gibi çoğala kaplaya doldurduğu geceler. Nereden bilinebilir ki. O gecelerde sizin iyi dediğinizin bildiğinizin iyiliği gecelerde b itip kötü dediğiniz kötülere katıldığını kötülerin çoğaldığını Leonardo nun aylarca yıllarca aradığı resmi için aradığı son yemek adlı yapıtı için aradığı suratı şimdilerde nereye baksanız orada duruma geldiği gecelerinizde onları çıkarınca yok sayınca iyilerde az olunca onları çoğu artık onlarında sizden çok gittiğini artık olmadıklarını sadece sizin için var oldukları aklınıza gelince.
Abidin’in zor bulacağını bildiğinden mutluluğun resmini fotoğrafını baktığınızda bir anın bir küçük zamanın o duyguyla. Abidin de artık rastlanmaz nesli tükenmiş zamanları arıyor olurdu şimdilerde. Leonardo nun işi kolaylaşırken ne kadar kolaylaştıysa Abidin in işi o kadar imkansızlaştı zamanla.