Bilgiyi Arıyor muyuz?

Felsefe, fizik, bilim değil, bir konuda, her konuda bir fikri olması lazım bireyin. Hep aynı yönden yönlendirilmeyen, yönlendirilemeyen anlatıldığında anladığın kadarıyla aidiyeti olan bir başkasıyla tıpatıp aynı olsa bile o olmasa bile aynını bulduğu, seçtiği bir fikir. Bireyi sayılabilirliğin dışına çıkaran bir fikir.

birey olmak

Ben bilmem …. bilir. Bir sayılabilirliktir. Bir sayıdır o kadar, bir kalabalıktır, seçmeyen bir dahadır. Nokta noktanın her neyse onun klonudur. Hem de klonlandığı anda kalmış, daha ileriye gidecek yolları, tarzları, düşünceleri kapatılmış, koparılmış, yok edilmiş bir klon. Bir özensiz kopya.

Kitap, gazete okuyan, müziği seçerek dinleyen, inanan inandığını savunacak kadar bilgisi olan seyrettiğini, yediğini, içtiğini kendisine geleceğine olmasına ne yapacak diye yoklayıp öyle tüketen olduğunu görebiliyor muyuz? Bilgiyi arıyor muyuz? Bilgi geldiğinde kucağımıza konduğunda alıp bakıyor muyuz?

Birey olmak için fikir sahibi olmak için çaba harcıyor muyuz?

Bir kopya olarak kalacağımızı düşünüyorum. İçine bir şey konmayan çorbanın hep yavan olacağı inancım var. Üretilmiş verilere göz ucuyla bile bakmıyoruz, kafamıza koyduğumuzu her şey rağmen yapıyoruz, beklentilerimiz bir plan programa uymuyor, yapmamışız. Kervan yolda düzülür gibi hep başlıyoruz neye başladığımızı bilmeden, hep bizden daha bize benzer birilerinden bir şeylerden kazanıyoruz. Kötünün iyisi bir seçenek, bir tercih.

Hep birileri var bizden daha düşündüğümüz, bizden daha. Ve onların varlığı bizi kazandırıyor.

Bilim bunu ölçüyor olmalı, bunun bir adı olmalı. Seçenekleri kötü, kötünün iyisi, çok kötü, daha da çok kötü olan bir durum.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir