Çocukluğumuzda, gençliğin ilk dönemlerinde kapı birden açılıp dehşetli bir ses tonuyla NE YAPIYORSUN? sorusu içeri girerdi.Cevap basit sinmiş bir ses tonuyla Hiiçç diye çıkardı. Ses tonumuz bundan sonrasının kesinlikle yalancı bir inkar kümesi yaratmak olacağı, bunun da karşı tarafı inandırmayacağı idi.
Elinde kanıtın var mı? Kağıt, belge, duyumla olmaz. Buna benzer ne kadar laf biliyorsak dizerdik önce beynimizde sonra dilimize. Neredeyse her bizimle biraz tanışmışlığı olan bilirdi ne karıştırdığımızı. Aynısı şu sıralar yaşanıyor gibi geliyor bana.
Kızamık salgını yok, çocuk felci koskoca bir yalandır. Böyle başladık gidiyoruz. Nereye kadar sürecek bu yalanlar. Corona daha itiraflarımız arasına girmedi. Umman ve o civardan gelen cihadcı örgüt elemanları ülkemizden hiç geçmedi de…
Sadece bu yalanlarımıza sahip çıksak neyse, inanıp önlem olarak yapmamız gerekenleri de yapmıyoruz o daha da kötü.
Bizi uyaran dış mihraklara da pislik atmadan durmuyoruz. Yok mu o dış mihraklar.