Yaşam

Yüreğe Kadar Islanmak

“Nedense Bir kadını sevmeye hep memelerinden başlanır” Turgut Uyar bir şiirinde böyle der. Bir kadın? Ana. Oradan başlanır. Bir kadını sevmek bir anayı sevmekle başlar. Ondan sonra öğrenilir, gözler, koku, bir ses, tını hiçbiri bir sokuluş, kedide öyle yapar, bir sığınma sokuluşu, bakışı öncesinde sırtımı okşar mısın? Ya da hepsi. […]

Bakışlar Sorulu

Çabuk unutmaya başlandı. Yatakta bile not, biraz daha ileri götürmek bir şeyler yazmak. Masa başında yatak yazmak ne ise yatakta masa başı. Harfleri karıştırıp sözcük, sözcükleri karıştırıp, en son yazı. Yoğurt yiyişler farklı. Kargacık burgacık bir kerede okunmuyor. Katılırım. Bir kerede yazılmıyor. Üstelik üşüyor ayaklar. Üşümek hayra alamet değil. Söylemek […]

En Yanık Yerinden

“İnsanlar yüz küsur yaşına kadar yaşarlar, hepsi. Hepsi tamamlar o yaşı, bazısı doğar doğmaz bazısı bir yerinden sonra hızla, bazısı sindire sindire”. Özlemlerden bahsediyorduk nerden çıktı şimdi bu. Karşı çıksam ne olur? İddialaştı mı? Kazanılmasa ne olur? Peki diyinceye kadar. O halde şimdiden peki. Olmadı beğenmemiş olmalı, başımla tasdiki. “On […]

Bilinmezliği Yaşa Biraz

Ne oldu masa? Zaman gelmedi mi daha? Aramızda bütün duvarları yıkalı çok oldu utanmaları kaldıralı. Bahar eli kulağında. Ağaçlar saklanmış artık caddelerden sokaklardan kaçmış, bir park bir bahçe köşesi çiçeğini nasıl göreceğiz? Daha yeni geldik, yabancısıyız alışamadık bahar mı? O da ne? Ağaçlar öyle insanlarda mı? “A çok güzel ben […]

Paris Yağmur Var

Bu sabah yağmur var Pariste. Arnavut kaldırımı Eyfel’e bakan daracık bir sokak, bir eski müzik Romantic Radyo olmalı. Bu sabah ta uyanmalıydık olmadı. Yerde bir şemsiye kırmızı benekli kenarı dantelli, kaldırım taşları parlıyor. Sakin dokunsa kaçacak bir ciselti sabaha. Taze kahve, çörek kokusu susam yanığı, ekmek geç karşıma. Açılmış bir […]