Çayını aldı, geldi, sandalyesini camın kenarına çekti hava yaz olmasına rağmen kasvetliydi. Yağmur yağdı yağacak, bulutlar en siyahlarını toplamış gelmişti. Çay bardağını camın kenarına bıraktı, yüzünü cama dayayıp yukarı gökyüzüne baktı. İlk almayı görür müydü? Diye baktığını kendi de fark etti şaşırdı. Hava içini de karartıyordu kadının. “Ne sıkıntılı bir […]
Yaşam
Bir zaman sonra soracağı soru daha o zaman gelmişti aklına. Şarkı söylerken bulaşığa eşlik ederken sesiyle öyle diyelim. O zamanlar bulaşık makinesi bir efsaneydi, Almancı efsanesi, öyle bir şeydi, bir de otomatik çamaşır makinesi vardı yanında dahası başka efsanelerde. Ama bulaşık elde yıkanırdı, sıcak olacaktı su bir de el yakacaktı […]
Şemsiyesini açıp tam dışarı çıkarken duydu: Anne dışarıda kış yağmuru yağıyor… Yandaki apartmanın yüksek sesli çılgın beş yaşlarında ki çocuğu bağırıyordu. Gülümsedi. Yazın ortasında kış yağmuru? Güneş çoktan ortalıktan kaybolmuş kara bulutlar tam tepesinde olduğundan mı öyle demişti? Düşündüğü gibi çılgın çocuktu. Şemsiyesini tepesine alıp yola doğru fırlarcasına yürüdü kadın. […]
Kadın gece boyu o eski konuşmayı düşündü. Kafasında kelimeler pek kalmamıştı önemi de yoktu bugün. Konuşulduğunda yaşandığında daha doğru söylenişle, önemli olmadığı o gün bile belliydi, bir şeyler anlatılıyordu ama. Nasıldı? Zamanın oku tek yönlüdür. Yarına gidilebilir. Yarın, az sonra, daha sonra. Adam onu anlatıyordu. Geleceği, önce biraz sonrayı anlatıyor. […]
Kahvaltı hazırlıyordu. Yalnız olmaktan ilk defa kutunmuş bir kahvaltı. Suratında dün geceden yapışmış bir gülümseme. Bir şarkı tutturuverse bağıra bağıra söylenen cinsinden hani ciğerine ben buradayım bir yere gitmek istemiyorum beni rahat bırak dedirten sessiz kanyonda adı öyle değildi ama gecenin bir yerinde bütün sesler bir köşe bulup saklandığı bir […]