Boş verin hayatın sizi nereye getirdiğine, aklınız başına gelip yola çıktığınızda nereye gitmek istiyordunuz? Tam da buraya diyebiliyor musunuz? Yakın oldu buralara yakın düşünüyordum, hafif kayma ne yapalım o kadar da olur bile razı olunacak bir cevap. Çok cevabın yakın tutturulamamış uzaklarda kalan bir yere yola çıkılmışta buralara gelinmiş, buna da şükür daha kötüsü de olabilirdi ama olduğunu düşünüyorum. O ilk başta şimdi tutturulamayan yola çıkış istikametimiz olan yollar uçuk kaçık akıl dışı hedefler miydi? Hayır öyle olduğunu da hiç zannetmiyorum. Neydi o zaman? Fakir, kısır, hayalperest, düşünce ve yapılır olabilme kriterlerinden uzak düşünceleri bir kenara bırakırsak o yola çıkışımızla bugün bulunduğumuz yer ülkemizin istikrarsız, pek hakkaniyet taşımayan, daha çok başarısızlıkları ödüllendiren başarı kriterlerine daha çok subjektif ögelerin karışması sonucu ortaya çıkan durumlardır. Özellikle bu durumlar yıllar geçtikçe yoğunlaşmış, bu günlerde daha da belirgin hale gelmiştir.
Bu söylediklerim şu veya bu gurubu, gücü, siyasi veya değil bir topluluğu eleştirmek için söylenmiş değildir. Zaten bu söylediklerimi öyle anlamış olmak bile haklı olma durumumu perçinler. Kabul etmediğiniz nedir? Ben buraya gidecekken buraya geldim gibi bir söylemi nasıl açıklarsınız? Hangi yarış sizin tahmin etmediğiniz gücünüzü göstermiş, ya da gücünüzü nasıl düşürmüştür? Ülkeyi tahmin edilebilir, performansı ölçülebilir duruma getirebilmek de bir sağlıklı yürüme ister. Biz o sağlıklı yürümeyi hiçbir koşulda yapamadık. Durduğumuz anların bile olduğu yavaşlamalar yaşadığımız da oldu, kimsenin yetişemeyeceği çıta benzeri koşularımızda. Bunların, bu durumların hiç birisi öngörülür değildir. Bu da bizim kendimiz için bile öngörü sahibi olabilmemizin önündeki engeldir.