Bu yaşa gelmişim artık rahatça itiraf edebilirim. İdrak diye bir olgu vardır. Ben varmış diyeceğim. Ancak idrak edebildim. Daha önce bir şeylerin farkındaydım. Bir şeyler oluyor, bir dolaplar dönüyor biliyordum. Bildiğimi söylediğim için dayak yemişliğim, dövülmüşlüğüm, gaz, job, sopa, o sırada ne kullanıyorlarsa, satın alma neyi alıp benim onla düzeltileceğim […]

Bir de Çubuk Anlatalım

Böyle soğuk puslu bir hava, sis var, hava kirliliği var, soğuk var iliklere işleyen. Yepyeni bir güne başlamışız erken vaz geçmişiz uykumuzdan sabahın köründe çıkmışız yola, Çubuk‘tayız. En ağırından içkimiz yanımızda, ısınacağız, gülmekten yorgun düşmeyi istiyoruz. Sabah öylesine gülerek başlıyoruz ki günde öyle geçiyor. Barajın çok az suyu var. O […]

Uyku Arası Kitap

Kurduğum bütün düşlerim, hatırladıklarım, olmasını çok istediklerim bir bakıma cebimde. Yine gecenin olmadık bir yerinde uyanıyorum. Yine boğuşuyorum gecenin en koyusuyla. Öyle kolay olmuyor dön uyuyalım. Uyunmuyor, uyunsa öyle sabahları gerine gerine kalkılabilse uykusu alınmış gecelerden. Ve uyanınca sana bakan gözlere içten uyanmış bir içtenlikle ‘’günaydın’’ demek gülümseyerek. Yaprakları kırıştırılarak […]

Zordur, yanında seni taşımak. Bana da beni. Taşımak çok fazlası olmasa da bir kısmını cebinin bir köşesinde elinin altında lazım olduğunda bir kırıntısını ağzına atıp, enerjisini alabileceğin bir yerde tutabilmek. Yakalandığında, üstünde bulunduğunda sanki çok ceza yiyebileceğin kullanılması yasak edilmiş bir madde gibidir. Sen, sen olabilmeyi çok iyi bilirsin. İçinde […]

Uzun olur bazı geceler, değme lastiklere meydan okurcasına uzarda uzar. Bir yerinden kopsa uyku gelse koparsa yırtsa olmadı aydınlanıverse birden ortalık, unutulmuş bir aceleyle okunur gibi okunuverse sabah ezanı. Birden başlasa. Kıyıyı dolduran dalgaların sesi, birden dursa dinlese sabahı sonra yeniden hışırdasa. Cırcır böcekleri biz buradayız, bizde varız diye seslenmeseler […]