Hep hissediyordum. Paylaşmıyordum hissediyordum yine de. Konu ettiler onlarda aynı şeyleri düşünüyorlarmış.
Bisiklete biniyorsunuz biniyorum. Bir yerlere gitmek için değil benimkisi. Kalp kaslarımı yeniden güçlendirmek için bir odada kalp atışlarının tansiyonun devamlı ölçülerek yapılan bir durum.
Ara sıra aslında ara sıra değil her zaman hem de neredeyse hep aynı dakikalarda hep aynı yerde aklıma “yahu sen deli misin? Git evine otur ne işin var burada?” pişmanlığını isyanını yaşıyorum yine de devam sonra her şey normale dönünce bir anda düşüncelerim de normale dönüyor bir rahatlık geliyor. Yokuş tırmanırken orta yerlerde aynı şeyleri düşünüyorlarmış. Çıkılıp bitirilen bir yokuştan sonra bırakmak yok yola devam bir rahatlama bir huzur.
Hayat da galiba hep böyle.
Yokuşun yarısında ortasında “ne işim var burada?” isyanı. Başka bir yokuşun ortasına kadar.
Tabii hep yokuş olan hayatlar var. Onlarda hep isyan hep isyan. Yokuşları olmayan hayatlar da var.
Kalp kasınızı çok yormayın iyi kullanın en iyisi gençken aşk meşk bir şeyleri çok sevmek hayatı çok kafaya takmak.
Kalp kasınızı iyi kullanın. Hayatı iyi kullanın. Tam orta yerinde bir isyan. Hep hissediyordum hissediyorum.