Gecenin ilerleyen saatinde şirketin CEO’su masasında önümüzdeki günlerin ne getireceğini tahmin etmeye çalışıyordu. Ne yapıyordu?
Hepimizin yaptığını.
Hiç’lerin hesabını yapmaya çalışıyordu.
Kırmızı kaç liradır? Sabahın ne değeri vardır? Sabah yıldızı kaç altın eder?
Bunlar hiçliğin romantik soruları. Yürek yakmanın şirket için neye mal olur. Gelecek araklamak ne kadar kazandırır? Soruları başka.
Hele düş yok etmeler, hele uyku araklamalar.
Hiç’ lerin bedeli vardır. Bazıları hesaplar. Ya hesaplayamayanlar, hesaplamayanlar, hesaplanamayanlar?
Hep hiçleri toplamış olanlar, güzellikleri, iyilikleri, balık bilirlikleri, boş ver Allaha havale ettimleri, rüyamda görmüştümleri biriktirenler, toplayanlar. Ya çokça unutulunlar, hatırlanmayanlar, boş verler, küp küp altın edenler, rüzgara karşı soluk almalar görünce soluksuz kalmalar.
Kefenin cebi yok. Giderken alınıp gidilenler, artık olmayacaklar. Gidenle gidenler gidecekler.