Bütün her şey kanıksayıncaya kadar. Ondan sonra gözden göz bebeklerinden akıldan aklın bir köşesinden ay öyle mi olmuş vah vah lara benzer nidalardan uzaklaşıp yok olup gidiveriyor.
Milena ya Kafka mektuplar yazdı. Milena da Kafka ya. Kafka öldükten 21 yıl sonra bile mektup yazıyordu Milena Kafka ya bir türlü kanıksayamamış olmalıydı Kafka nın hayatından hayattan bu dünyadan gidişini.
Ölüm kanıksanır mı? Kanıksanması zor imkansız gibi. Bir Amerikan yerli atasözü en son hatırlayana kadar yaşarsın der. Bir yerlerinde hep kalıyor hepsi senin olmuyor bir yerlerinde senin olmayan sana ait senin olmayan.
Ya kanıksanıp yok olanlar gidenler. Ötelere gidenler. Ötelerde uyduruk sevdalara uçanlar. Ötelere sevdalanıp gidenler oraları çok sevdiğinden ölenler. Bir başkasını düşünerek dokunarak dokunmak parmak uçlarında aklının bir köşesinde bir yerlerde kanıksanmayacak kadar.
Yürek hep bir yerlerde.
Gidenler hepten kanıksıyor olmalı gidişleri gitmeleri terk etmeleri.
Bahardan yaza kaçış çiçekler açmıştı. Daha yeni. Titretiyor insanı gidişin soğuğu bile yazın ortasında. Gözü dönmüş kör olmuş gitmeler. Beddua etsen iyisinden başka ne dersin?
Ağaçlar vefalı. Bir yere gitmezler kimse alıp götürmezse kesmezse öyle kanıksanmadık şekilde hep yeniden açacak çiçekler yine filizlenecek yine yapraklar dökülecek.
Söylemiş ol o şarkıyı bir yerde bir yerlerde gitmelerden bir şeyler öyle kal.