– “Hayatın bir anında bir dokunuş” Heyecanlı anlatıyordu ders verir gibi, içinde bir şeyler saklanmış bir kutuyu açar gibi meraklandıra meraklandıra anlatmak için arada bir duruyor bir nefes alma zamanını bayağı uzatıp gözlere bakıp sessizliği hasıl edip kımıltılara bile izin vermeyecek kadar sessizlik oluştuğunda anlatıyordu.
– “Bir dokunuştur, biri gelir dokunur hayatınıza. Eğer denk gelirse iyi bir şekilde dokunursa tam basket potasına el uzatmış beş yaşında çocuğun beline tutulmuş bir el ise o onu potaya yaklaştırıp değdirecekse zıplamak istediği yere yaklaştırırsa o dokunuş bir hayatı değiştirir. Olmak istediğinden başka bir yere işaret eden bir dokunuşsa oraya itekleyip, düşürüyorsa. O da vardır hayatta düşürür bırak zıplamayı olduğun yere bile tırmanamazsın bir daha.”Yine sustu, dinlendiğinden emin olmak için bakışlarını dolaştırdı masadakilerin gözlerinde. Bu söyleyeceği biraz daha incelikle söylenecek olmalı sesini ayarlamak için biraz nefesini kontrol etti.
– “Hep işaret ettiğimiz o insanlar dokunulmuş insanlardır. İyi ye iyi kötüye kötü diye işaret ettiğimiz o durumlara kimin nasıl dokunarak onları zıplatıp, itekleyip oralara getirdiğini işaret etmeyiz. Oralarda olduklarını gösteririz. Oysa dokunanlar her ne şekilde dokundularsa onları oraya götürdüler. Hayatlarında ki belki kendilerinin bile tanımlayamadığı hikayelerdir. Hayat hikayeleridir.”
Gülümsedi, masayı bir bulut sardı. Kendi hayat hikayelerinin dokunanını düşünüyor olmalıydılar, belki de bulmalıydılar.