Acı bir keman sesi. Acı bir fren sesi. Tatlı bir melodi fısıltı o da tatlı sesi çok tatlıydı. Sesin tadı damakta bıraktığı iz.
Yılan kulakları olmadığından diliyle görür duyar işte ondan.
Demek ki beynimiz kulaklarımızdan gelen beynimizde bir yerlerden geçerken tad alma duyusunu duyumuzun merkezinden merkezine yakın bir yerden geçerken uyarıyor olmalı uyarılıyor olmalı uğramasından uğruyor olmasından belki.
Biraz daha büyümesi genişlemesi lazım beynin. Belki onca boşluğa rağmen böyle sıkışıklık. O başka bir mesele.
Kelimelerin yerine yeni geldi emojiler. Daha aynı gibi olmuyor. Ne olup bittiğini anlatanın anlatabildiği anlayanın anlayabildiği kadarı. Beynin ne anladığı.
Aynı kelimelere aynı yükü aynı tınıyı aynı tadı aynılığı verebildiği aldığı.
Karabiber kırmızı biber acılı adana chili biberi bir avuç bir tutam bir çuval.
Duygulara verdiği not değer ağırlık. Buradan her yere gidiyor beyin. Onca onca onca.Sonra herşeyin anahtarı unutkanlık unutmaya alışmak balık gibi dön aa yeni bir olta hep. Farkındasınız farkında değilsiniz olmadınız olmak istemiyorsunuz duymak hiç.başka bir yerden geçsin acı olmasın acıtmasın acıyı hiç duyma bilme hiç görmemezlik.
Gökyüzü neden bu kadar karanlık o kadar ışığa rağmen. Acı bir ses kulaklar tıkalı o kadar acı bir ses dil yakan sessizliğin sesi üstelik.