Bahar geldi sen artık baharı dert etmeyecek, baharın nefesini oksijenle doldurmasına aldırmayacak, kanını biraz daha sulandırıp ısısını biraz yükseltecek belki kaynatacak duruma sokmasını belki de.
Unutulmuş olduğunun kabulünü çoktan vermiş bile olabilirsin. Ne olur başka bir şarkı çalsa bir başka şarkı aynı olsa bile başka bir ıslıkla.
“Ay neredeyse ağlayacağım”.
Kim bilir kaçıncı vaz geçişin ağlamaktan. Kendini iyi hissetmeyeli kaçıncı bahar belki. Hayatın zikzakları hem de çoğu nedensiz bahara hava olsun diye çoğu. Gidip gelmeler gelmemeler daha çok onca yıl.
Hadi yine öyle daha yeni ilk belki sarhoşum daha değil ama yeni öğreniyorsun.” Seni seviyorum”. Bahar değil sonbahardı evet ama hayatın baharıydı çiçekler daha yeni tomurcuk dudaklar eller daha yeni ısınıyor kan kaynıyor fokur fokur taştı taşacak biraz taştı bile. “Sensiz olmaz”. Nasıl oluyormuş?
Bir kahvaltı öncesi tam o zamanlara denk gelir ellerinin birini bir tutuşu aradığını, bir şarkının bir asansör kalabalığında seni nasıl taciz ettiğini, bir karanlıkta korktuğunda bir nefesi duyduğunu değil sen suçlusun cezan unutulmak.