Post Tagged with: "çay"

Çay Hazır Gelsene

Benim tarifimle seni bulamazlar biliyorsun. Çok seyahat edilmiş üstünden etiketleri sökülmemiş valizler gibisin üstüne üstlük nereden bulduysam senin olmayan başkalarını da ben yapıştırmışım bu yakışır diyerek her gidilen yerde önce sen kayboluyorsun üstündeki etiketlerin yanlış okunmasından belki belki okunamayıştan belki en göze batanın sen oluşundan elektronik gözlere bile misal artık […]

Tercihin O Olmasa

Ben bardağımı tanırım dedi çay konulacaktı tanırım dedi. Çayı koydu geldi. Tanıyayım diye dibinde çay bırakırım dedi tanırım. Zekiydi. Böyle bir zeka. Sonrasında aynı zeka binlerce. Böyle zekalar. Yarıya yakın her şey. İstediğinde şaşmaz denilen o zekalar bu kadar böyle kullanıldığından böyle işe yaradığı düşünülen bu iyi bunla her yere […]

Zorda Olsa Yaşadım

– “Çocuktuk, erkenler de uyandırıldık hep. Tahta okul çantam bile oldu. Kavga da eğer bir kere savurabilirsen ortalığı iyi dağıtır, üstüne oturabilirdin bile.” -n“Gel bir çay içeriz.” demişti. Bu ne celal denecek kadar kızgındı. Hiç karışmadı kavgasına her kimle, neden yapıyorsa. Çayı demlemişti geliyor diye gitti bardaklara çay koydu getirdi […]

“Gideceğim” diyor çayından bir yudum daha alıp tabağına bırakıyor sertçe. Kızgın her neye kızmışsa kızgın hem de çok. Kırgınlığı var sesinde, öyle böyle değil, kırgın. Çayını içip, tabağa koyuşundan belli. “Gideceğim, kimsenin olmadığı bir yerlere, tenha bir sahil kasabasına, balık tutanın can sıkıntısını alıp götürdüğü, yağmurda sadece ıslanılan, yürekten bir […]