Adın Okununca Burada De

Sıkılmış bunalmışım, başım ellerim arasında yere bakıyorum. Çaresizliğim diz boyu, çaresizliğimiz yıllar sonra öğreniyorum aynı benim gibi çaresizliği yaşayanların benim gibi yaşadıklarını o günleri. O sıralar yanımızda olduklarını düşündüğümüz insanları saymaya çalışıyoruz yoklar.

Bizim günleri zor günlerimizi paylaşanlaşanlar parmakla sayılacak kadar az, görüşmeyeli yıllar oldu o bir kaç parmak sayısı insanlarla. Teslim olmuşluğumun çok olmadığı isyanımın zirve yaptığı o günlerde yanımda olmayanları şimdi sayabiliyorum, sayıyoruz şu da yoktu. Düşünsene en zor günler unutulmayacak, hayatın sıkışmışlığında bir cenderede yanınızda olmayanlar olmadıklarını hatırlamayanlar, hatırlayıp hatırlamadıklarını düşündürenler.

Öyle suç değil geçmişin bir sorgusu da değil. Oturup hesabını da soracak halde değilim, değiliz dedim ya tek diye düşünüyorum kendimi değilmişim. Düzelmeyecek şekilde hayatın bütün çizgisi değişirken, değişmesin diye çaba harcarken bir sırt sıvazlamasına bile muhtaçken yokmuş gibi olmak, sonrasında yakın bir yerlerde olduklarını bilerek. Bir küçük masanın iki yanında oturulmuş bir sohbet bu isimleri düşündürttü yeniden.

Öyle eskileri karıştırırken özel bir kurcalama isteği yokken içimizde. Bir yokluğu bir yoksunluğu listelemek için değildi o sohbet iç acıtması çoktu öyle bir niyetimizde yoktu üstelik. Ve yanımda oluşunu hissettim yokluğunda yoktun veya vardın sen bile farkında olmadan. Düşünsene nasıl saatlerin önemini yitirdiği, gecenin, gündüzün ışığının önemsizleştiği farkındalığının kaybedildiği o Güneri sorgulayıp yoklama yaparken hayatımda sen de vardın, olmalıydın, hani yoklamada burada demeyi unutmuş, sesin duyulmamış olsa da. Bir sigara dumanında, bir gözyaşında, bir soluksuzlukta, bir korkuda o günlerde bir yerlerdeydin, burada demeyi unutmuşluğun çıktı ortaya şimdilerde. Olan burada desin, yok yazılmasın.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code