Adı bizde kalsın bizimdir, sizindir, vardır, yoktur, olmalıdır, hepsi bu kelimenin anlamını tanımını başkalarına bırakıp sana bana ne dediğini.
Ayten Alpman’ın Yaz yağmuru şarkısı örnek mülkiyetinin ilk dinlendiği andan bu yana yürek de açtığı bu buna benzer sizde yüreğinizde başka şarkılara başka şarkıların yüreğinizde açtığı yere sınırına kadar dinlendikten hemen sonra bile olmasa yer açması yer kaplaması var olması başka şarkıların özgürlüğünün oraya kadar olmasına kadar.
Sınırlanmak demek başkalarının sınırlarına kadar başkalarının nitelediği yere kadar başkalarının denetlediği alana kadar. Devlet o sınırın kişiselliğinin önlenmesi oraya sokulup başkasının başkalarının sırf insani duygularla insan oldukları daha ilerisi varlık var oldukları için ileriye götürüp sınır ihlalini ortadan kaldırmak bir birliktelik var etmek için var edilen anonimlik sırf o nedenle .
Sonra dan anonimliği kişiselliğe adapte edip etmeğe çalışıp içine şiddet dahil var oluş nedeninden saptırıp tahakküm aracı haline tarihin her döneminde tarih bile sırf bunu anlatır halde.
Benim şuyum benim buyum daha büyük daha çok dahayız hatta daha dahayız gözüm kaşım bilmem nem zaten anonimliğin büyüklük çokluk şiddeti ne olursa olsun var olanı öyle böyle aynılıklarını benzerliklerini anonimliğin çoğunluk olduğunu iddia edenlere karşı var olanı her şeye rağmen var olmasını sağlamak korumak üzere olduğunu bildikleri halde kağıt demir makas daha adil kalır .
Nerden nereye bir şarkının dinlendiği kadar zamanda taa nerelerden taa ne zamanlardan nasıl sınırı yokmuşçasına koskoca bir anda Yaz yağmuru kışın orta yerinde dalgaların o sesini bastıran şiddetli bardaktan değil varilden boşanırcasına varilin içinde siz şimşeklerin sesi tam da o gök gürültüleriyle sınırlarını zorlayıp özgürlüğünün bir başka şarkıya kadar yüreğiniz de olduğu kapladığı kadar özgürlüğü sizin tanımladığınız şarkıların düzenlediği.