Tutkulu Sardunya

Böyle düşlememiştik. Çiçekler, böcekler, yıldızlara bakmalar. Sonrası?

Geceler boyu biriktirilmiş yangınlar, üfle geçsin. Kum taneleri avucunda taşlar, boğazda bir hıçkırık saklanmış, acı gülümsemeler dudakta.

Yağmur bile yüzünde bir titreme bakışlar akıldakine takılmış kımıldamıyor. Yorgun hissediyor zaten yorgun yürek. Her solukta bir şeyler eksik olmalı yetmiyor. Karanlığa bütün sorular hepsi yanlış, cevabı hepsinin önemsiz. Kılıca benziyor, kesmeyen tiyatro sahnesinin tehlikesizi hisli acemice sarılmalar.

sardunyalar

Şimdiler de bayağı modadır.

Her birinin bir üst modeli vardır, olmasa da hemen çıkar. Her şeyin insanın, kötünün, bozuğun kırığın.

Zamanların içine saklanılmış, hava dönecek beklentisi gelmeyiş ve beklemekten yaşamaktan sıkılmışlık.

Neyi özlediysen ne kadar eksildiysen hepsi bir an kavuşma umudu.

Gecenin nehrinin şırıltısı artık zamanı ileri sar çabuk acelem var diyen bir iç ses. Bir ardında mırıltı ben?

Sen de gel demek için erken. Tamam beklerim böyle kalsın.

Giderken biliyorsun bir kahkaha tufanı, yaseminler, menekşeler, karanfiller hem de kırmızı.

Gülün güllerin orada. Sardunya yine mi tutuklu.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir