İyi masallar anlatmıyorum epeydir böyle. İyi bile olsa bir kekeleme bir iç çekiş falan tadı kaçık. İyi şeyler de duymuyorsunuz benden de başka yerler oralar daha kötü bile. İstemiyorsunuz belki iyi şeyle duymayı duysanız bile yalan öyle bir durum. Hayatında iyi bir masalı olmalı olmuyor yok olmadı hep. Masal bu […]
Yaşam
Hemingway söyler. “Gençken Paris’le tanıştıysan yaşadıysan Paris ölene kadar hep sizle kalır”. Öyleydi. Sadece Paris değil. Gençken yaşanan ölene kadar sizle kalıyor olmalı. Başlarken gençken cebinizde az veda varken biriktirmeye bile niyetiniz yokken sonra vedaları biriktirir olur her yere sokuştururcasına doldurursunuz. Hemingway gitmeden az önce böyle bir dolmuşluğun, ağırlığın farkına […]
Yaşamanın başka bir adını bulma zamanı gelmiş olmalıydı. Kendini koydu masaya, masanın öteki tarafına da geçti. Kendinin ötekisi olmaya oturdu. Paylaşmadıklarını, anlatmadıklarını, kendine rağmenleri sorgulamaya oturdu. Kuvvetli ışığın altında olmasa da öyle yara bere filan can yakma büyükçe can yakma fiziki aletler yok kelimeler var. Geçmişin kelimeleri. Elinden tut kendi […]
Her zamanki havalardan daha bunaltıcı olmuştu. Son gündü ve bitmiyordu. Saniyelere bile binlerce kat zam gelmiş her bir saniye saatlere bölünmüştü. Anahtarını teslim etti, yıllardır çayını kahvesini içtiği kupasını kapıda yere vurup kırdı. Bir bitmişlik, El Migrante çalıyordu arabada gözleri dolu ağaçlar belki de en çok özleyecekleri. Hayatında artık böyle […]
“iPad ile sinek kovalayamıyorsun”. Çok güzel bir cümleydi. Sarper Günsal Eurosport yayını sırasında söyledi. Saat sekiz buçuk da kucağında gazete ile uyumak. Yaşlılığın esprisi. Gazetenin yerini alan Ipad. Ipad ile yapılanamayan sinek kovalanmıyor onunla. Arada on bilemedin on beş yıl var gazete kucağında uyumakla Ipad le uyumak arasında. Zamanın en […]