Adı üstünde sonbahar. Sonbahar. Başka bahar yok dercesine bu son elde kalan sadece bu.
Hep öyle olmaz mı? Gecikmişliklerde. Pazarın sonunda misal. Son anda yetişilmiş vedalaşmalarda söylenecek onca şey kalmışken elinde elini sallayıp. Biten bitmediğini bildiğin onca yaşanacak şey var daha derken diyemezken.
Son gülüş. Bir daha hiç gülmedi. Bunca zaman bunca saat bunca gün bunca yıl.
Son bakış.
Bir daha bakmadı. Bir daha hiç.
Beynin beyninin bir köşesinde öyle kaldı.Büyümedi yaşlanmadı yaş almadı yıllardan silinmedi silmeye zamanı silmeye yok etmeye öylece kaldı.
Karıştırsan beyninin o saklama dolabını saklama kabını saklama sandığını karıştırsan açsan binlercesi belki. Bazısı hiç beklemediğin.
Değeri sende verdiğin değer hakikaten değerli senin için.
Olsa bilmez miyim.
Bilsen nerede nasıl olupta neyin altında kalıp ta.
Yalnızlıkları besleyen sadece yalnızlıklara besin olan.
Kirpiklerin arasına sıkışıp kalan orada kalmış. Kapat gözlerini. Bir başka yere başka aleme. Tam o anda öylece.