Boşuna değil denizle karanın kavgası atışması bozuşması itişmeleri. Deniz istemediğini atacağını kıyıya bırakıyor kıyıdan da istediği göz koyduğu ne varsa çaktırmadan dikkatleri üzerine çekmeden bir dalga hemen ardından yumuşak üçü dördü beş yine sert kaptı kaptı kapamadı on beş yirmi beş akşam öğle gece her nasılsa kafasına koyduğunu gözüne kestirdiğini alıp götürüyor.
Tabii her defasında bir kırgın hal bir itiş kakış bir tuhaf durum. Artık o kadar uzun yıllardır sürüp gidiyor ki alışkanlık her şeyin ardından bir sükunet.
Denizin yaptığı kapris kaprisin daniskası üstelik kıyı da ne yapalım ayrılamayız ayrılığı göze almak kolay değil neler verdi bana ben de ona neler verdim onun verdiklerini çer çöp kuş böcek aldı o da benim verdiklerimi kum çakıl yapıp yanıma gözümün önüne getirdi bıraktı der kıyı. Deniz aldırmazlığında cevabı rüzgardan da aldığı destekle çırpıp çırpıp kıyıya sinirinden.
Neyse ki mehtap onca karanlık sessizlik kuytuluk anlarında bunların birbirlerine yumuşak dokunuşlarını kımıltılarını mırıltılarını o da pek anlatmaz ya bilir. Bildiğinin bazılarını anlatmışlığı da olmalı.