O Sorulmamışmıydı?

Tam son soru sorulduğunda ne oluyordu?

Kendisi bilmiyordu. Yılı geçmiş bir zamandan beri yoğun bakımdaydı, bir hastanenin yoğun bakım servisinde. Hastaneye gelirken çıkacakmış gibi gelmişti. Yatmış bir süre sonra kötülemişti. Bunlar onun bilincine kazınmamıştı.

Yatarken bir oğlu bir kızı vardı birde onların anneleri. Ayrılmışlardı ne vardı?

hayat

Oğlu Amerika’ya gidecekti yatmadan önce karar öyleydi. Kızı ve bir damadı vardı. Damat kızına göreydi. Pek kötü bir adam değildi. Her ne kadar o sevmese de onu seviyor olabilirdi. Gelin pek kıvrak bir şeydi. Ne zaman yanıp döndüğü belli değildi. Serviste yatarken hep aramıştı arasıra gelmişti bile.

Bildiği buydu. Bilmediği Kalp ve nefes sorunları büyümüş, geri dönülmez bir hale gelmiş makinelere bağlı halde kalmıştı. Geri dönüşü yok denebilirdi. Oğlu Amerika’ ya gitmiş, işine alışmış karısını da yanında götürecekti artık. Gelin en çok arayan oydu. Arasıra kapıya kadar bile gelir kapı aralığından bakardı bile ona. Damat da hafta da bir o kap aralığından bakıp giderdi. Kızı arardı. Çok sinirli olduğundan az gelirdi. Gelinle konuşmalarından durumunu öğrenirdi hep. Bütün işlerin ona kalmış olduğunu söyleyip dururdu.

Çocuklukları çok güzeldi. Sırf onlarla o anları yaşamak üzere bile geri gidilirdi. Eşi ile ayrılmazlardı bile yeniden yaşansa hayat.

Son soru öyle değil miydi? Seslerin kesildiği o an o sorulmuyor muydu?

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir