Kapıyı araladı baktı kendi orada mı? Var mı? Ne o ne ona benzeyen benzetebildiği. Benzemiyor. Gözün gördüğü nedir? Baktığın gördüğün ne ise o. Değil. Sen ne görüyorsan? Ne yansıyorsa hadi değil ama fizikte olsun işin içinde. Yansıyan ne ise gözünün algıladığı ne ise o görenin gördüğü.
Kapının aralığından bakıyor hep anlatılan sen oradasın yok. Sen seni nasıl görüyorsun? Bakanın gözünde nasıl görünüyorsun? Onun gözünde nasıl? Tarif et kendini, onun gözünden kendini. Tarif esin o da seni.
El yordamı kör el dokunmayan göz tarifi.
Senin istediğin gibi tarif edilebilmek yaşam bu. Onca makyaj, onca saklama, onca utanma, onca gizem, onca, onca, onca. Ne olmadığını bile bilememek.
Kapı aralığından bak orada mısın? Hep benlesin diyordu. Kime benziyorsun kim bilir? Pazarlığı bitmiş, vazgeçilmez zamanların fotoğrafı arık senin hiç olmamışlarda. Kıyametin içinden çekip olmayasın birinin senin değil olmadı. Ondan tarifsiz benzemediği sana ondan o kim benim demenin bedeli ağır içinde sus kalsın koca bir sessizliğin adı olsun, adı konsun demiş bir el hoyratça tahta siliği gibi baksan yazdığı ne? Artık yok silen el bile hatırlamıyor yazanı faili meçhul. Kaldır bak gökyüzüne başını bir tek o kalmış. İki yıldız arasına bir salıncak.