Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Olmuyordu zaten. Olamıyordu. Kaybederek gelinen onlarca yılda ne değişmedi ki. İyi olacak ne olabilir di ki?
Sonunda geçirilmiş onca yıl.
Efendim ben çok güzel bir hayat yaşadım hiçbir şey kötü olmadı diyebilen bir Rockefeller bile değildi. O bile olmadı. 12 küsür kalp bir o kadar böbrek karaciğer nakli otursa saysa evrenin sonu geldiğinde sonu gelemeyecek kadar para dünyanın en değerli binaları en değerli çiftlik en değerli halı kilim en değerli taş en değerli en değerli en değerli falanı fişmekanı hepsi çok güzel oldu her şey diyemeden gidilen bir dünya da yaşayanan yaşanılan bir hayat.
Sen mi daha iyi oldu diyebileceksin.
Fransız kahramanı Gargantua nın gözlere yerleşmiş haliyle yaşanan bir dünya doymak bilmeyen bilinemeyen. Kısmetse o gözleri alıp gidildiğinde bununla mı geldin sorgusu sorusu belki de.
Güzel şeyler olacaktır elbet. Tuzlu yemeklere bile katılan şeker gibi tadı biraz daha yutulur gibi olsun dercesine. Hayat bildiğimiz gibi mi o da değil daha aç gözler daha hırslı daha yok edici daha kötü varlıklar onca ölümden alınan alınacak ders yok olan hayaller artık olmayan olmayacak değerler.
Hayat değişecek değişti bile altında milyonluk araçlar olmayan yiyecek için başvurulan kapılar.
Daha çok biriktirilen Rockefeller e taş çıkartacak servetler onları biriktirme hırsı kara gözler gözü karalıklılık daha çok daha çok daha çok ben benim ben benim liliklikler. Yaşadık yaşayacağız yaşıyoruz. Onca yalan dolan boşuna mı?
Hayat eskisi gibi olmayacak mağaranın içine kapanıp kapısında nöbet tutulacak hale gelinceye dek.
Sonra tekrar tekrar aynı döngüler aynı hatalar aynı hatalar buralara.