Köşe başında hep beklediği gibi bekler sanırsın. Bıraktığın gibi.
Hiç beklemeden gitti. Öyle bil daha iyi bekler bil bıraktığın gibi bil.
Rahat et.
Şarkıların içine karıştır manzaralara bulutlarda hep o olsun ona benzesin. Nasılsa olsa her nasılsa.
Bulutlar siyahladı bulut denilince. Her şey karardı. Ekimin içinden geçiyoruz.
Ankara ile aşk başkadır Ankara da.
Şehirde içindeyaşanan aşklarda öyledir. Şehri neden sevdiğinizi nasıl sevdiğinizi hiç itiraf edemezsiniz edecek cümleler bulamazsınız kelimeler bir türlü yakışmaz tutmaz. Ankara ile geçirdiğiniz geceler sanki kaçamaktır geçip bitince konuşulmaz olur yazılmaz sadece sizin için sizin sırrınız .
Farkında bile olmazsınız neyi nerden neden niçin sakladığınızın.
Köşe başında bekler sandığınız bile daha gerçek gelirdaha gerçektir.
Çirkin kötü suratlı şekilsiziçi pırlanta sevgilinizi arkadaşlarınıza hiç tanıştırmadığınız kaçırdığınız anlatmadığınız bahsetmediğiniz gibi. Yıllar geçip ihtiyarlığın bir yerinde hafızanıza güvenilmeyen bir zamanda anlattıklarınızın bir güzel hikaye olduğu bir zamanda bu şehre de aşık olduğunuz bu şehirleöylebaşka geceler geçirdiğinizi itiraf edersiniz.
Çok kuvvetli ışık altında elleriniz bağlı kimbilir kaçıncı elektrikte itiraf et.
O kadar büyük sır.
Okuduklarınız dinledikleriniz hikayenin tadından daha ilk yudumdan bilirsiniz oysa bu. Bir tek o Ankara nın bağları bir tek onda o tadı alamazsınız. O da pirinç pilavından çıkan taş gibi tadı hiç de pilavdan değil dediklerinden.