Hayatın bir yerinden, acıtan bir yerinden baktığınızda, oradan bakmak durumuna kaldığınızda daha güzel bir yerlere bakacak başka bir yere çabucak kaçmayı isteriz. Acıtan yerde kaldığımız sürenin uzunluğu gücü hafızanızda ve ruhunuzda açılan yaranın derinliğini, büyüklüğünü arttırır. Direnme gücünüzü düşürür.
Chaplin “Sahne Işıkları” filminde Filleri eğitmekten sıkılıp pireleri eğitmek istediğini söyler. Çok eski siyah beyaz bir filmdir. Hayata başka bir yerinden bakabilmeyi anlatır. Hayatta hava en sakin anında lodostur, çoğu fırtınadır, kasırgadır, tayfundur, tufandır. Bakılacak seyredilecek öyle bir kahve yanı anlar yerler çok azdır. Oralar tıkış tekişdir üstelik, kalabalıktır, oradan bakmayı istemeyen yok gibidir.
Ne vardır? Gözlerini kapatmak vardır, acıya gülümsemek, görmemezlikten gelmek, bakmamak, o tarafa bakmamak, gözümden kaçtıya zemin hazırlamak vardır. Çoğu bunu yaparız tembel işidir, kolaydır. Hayata acıtan yerinden bakmaktan vaz geçildiğinde, zamana sığınılmış demektir. Chaplin “Zaman en iyi yazardır, en iyi sonları hep o yazar” dediğinde büyük bir ihtimalle bunu söylemiştir.