Geri Dönülemez

Yarış başlar, biraz sonra tekrar aynı yerden geçerler. Başlangıç noktasına geri döndüler derler, deriz lafın gelişi. Başlangıç noktasına geri dönülmez. Einstein dedi diye değil, ben yaşamıma baktığımda, sizin yaşamınıza baktığımda, hayata baktığımda, baktığımda her şeye, bakamadığımda gözümle, yüreğimle dokunduğumda yaşamın her noktasına her zerresine geri gelip yeniden başlamak yok.

geri dönmek

Hayata yeniden doğmuş gibi başlıyorsunuz. Bir organınız operasyon sonucu yenilendiğinde doktorların söylediği laf. Evrenin bizim ulaşamayacağımız, görebilemeyeceğimiz, fizik kurallarının bile değiştiği bizim kafamızda bile tasarlayamayacağımız bölümünü katmadığımızda başlangıca boş verin bir anlık bir duraksama bile olmayacak bir şekilde ileriye gidiyoruz.

Duygusal bir yazı yazayım dedim döndük dolaştık fiziğe geldik. Fizik duygusallığın bütün formüllerinin içinde varmış gibi gözükür, vardır her duygusal olayda ama bir “k sayısı” o formülün olmazsa olmazı bir katsayı bir düzeltme varlığı olarak o fiziğin yapısını farklılaştıran bir durumla vardır. Anlatılırken çok önemsiz formülde olsa da olmasa olur gibi duran o sayı büyürde büyür formülü olmazsa da olur haline sokar çoğu zaman. O çoğu zaman küçük hesapların büyük kayıplara neden olduğu ilişkilerin hikayelerinde biz olsak nerede oluruzlar da ne kadar takılmışlığımız vardır. Seçimin hep doğru olduğu yerde durduğumuzda da orada olunmaması gereken sonuçları görürüz. Hayatın yürüdüğü yolda da hep ileriye gidilir. Geri gidilmez, gidilemez. Fizik de öyle söyler.

Tags:
1 Yorum
  1. Kreatif Başkan says:

    Hayatın şifreleri fizikte ve kimyada di mi? Keşke katsayılar olmasa, hele o sürtünme katsayısı hiç olmasa, herşeyi o kastırıyor hız kestiriyor insana. Gerçi o olmazsa da temas olmaz, yani katsayılar güldeki diken gibi. Çok mu karışık konuştum ben :)
    Fizik ve duygusallık mı, bu mümkün mü :)

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code