Cebine bakar mısın? Bana verebileceğin çocukluğundan bir parça kalmış mıdır? Bir yalnızlığı parçalayan gülümseme, bir anlamsız kelime dizileriyle hayatı tarif, bir masalı içinde korkusuyla birlikte yaşamak. Kalmış mıdır? Takvimlerinde baharın geldiği yazan bir kış gününde kısa pantolonla yaz geldiğine inanıp karşılamaya çıkmak. Unutulmuş bir sınıf geçme hediyesini bir kaç sınıf sonra bile hatırlatmak ama o hediyeyi hiç almamış olmak, yine de bu zamanda bile beklemek. Boş ver elini cebine atıp çıkarsan birazını bana versen paylaşsak ne olur? Koskoca bir hiç, yokluğun dibine kadar yaşandığında beş kuruşların para ettiği, hele bizim için o yaşta çocuklar için para ettiği leblebi tozu diye bir şeylerin değerli olduğu günlerden bir şey çıkarsan, ekmeğin üstüne margarin, (reklam olmasın diye adını söylemiyorum) üstüne toz şeker bir naylon topun peşine onlarca saat koşmalardan bir lokma veremedikten sonra ne olabilir? Ne değişir çocukluğunu tamamını cebinden çıkaramadıktan sonra. Durup dururken birden neden aklına geldi, cebimi ne karıştırttın bana? Dediğini duyar gibiyim. Başka işin mi yok? Evet haklısın. Bahar geldi. Hava başka kokular getiriyor. Yaşama biraz daha sarılmak istiyor insan. Çocukluğun sağlam iplerini arıyor insan ondandır. Çocukluğun dostlukları çıkarsız.
Cebinde Var mı?
1 Yorum