Hayal kurulurdu, hayaller. Yaşlanacak bir pencerenin kenarında kahvelerini içerken radyodan şimdi eski klasik bir şarkı çalacak onları eskiye o zaman ki şimdi ki zamana taşıyacaktı.
Hayal kurulurdu. Hayaldi.
Yaşlanıp çoktan çoğu bu dünyadan düş kurulmaya gerek duyulmayan yerlere gidip bundan sonra kurulacak hayallerde yer almamaya öyle bir bulut varmış tam üstünde bir yerlere gitmeler oradan ara sıra kalanlara az bir şey daha çocuktum hatırlayanlara hafızalara el sallamalar.
Kumların üstünde dalgalara karşı gözüne kum kaçırmayan bir rüzgar geçmişe dalmak oralarda güneşi denizin içine gönderinceye kadar kalmak.
Hayaldi. Öyle kalmış olmalı sahilde öyle birileri yok şimdilerde.
Pembe mavi pancurlu evde yok göze çarpmıyor hiç. Burada gogole la bir kavga o j olacak ben c o haklı ben o zamanlar hayaller kurulurken öyle.
Biri birileri hayalleri düşleri araklıyor olmasın.
Geleceğe aynı yöne aynı gözlerle aynı duygularla bakarak baktığını sanarak baktığını bilerek çok isteyerek hayal kurmak kurulan hayallerin zembereğinin boşalması.
Dünyaya geri dönmek bir yere işaretlenmiş çok özel kaybedilmeyecek kadar özel zamana orada kalmak öylece kurulan hayali kurulduğu söylenmese de konuşulmasa da anlatılmasa da kurulduğu zamana bir an öylece tam o anda orada.
O bile hayal.
Bir park bekçisi sesi kovalayan iteklemesi en yüksek olanından hayali düşü boş verin naş naşş.