En çok bilmenin yolu nereden geçer? Zoru her şeyi oku her şeyi merak et her şeyi duy kolayı benim bildiklerimin daha azını bilsin herkes benden daha fazla öğrenmesin bilmesin.
Böyle olunca sokakta evde her yerde fazla bileni aşağılama içinde fazla geleni yok etme yok sayma. Boyun yetmediği zıplayamadığın her yer kötü her şey pis.
Etrafta yoğun zeka yormaya o bile zor öyle bakmasan bile kulağına gelen iki tıkla elinde telefonun tuşlarında ne varsa o kadar. Kelimelerin arkasına sığınılmış sadece onlarda hepsi aynı birbirine benzer yeter bu kadar yeter de kalmışlıklar orada yer etmeler mutlu olmalar.
Çirkin uyandırmalar sabahlarda al bu günüde böyle yaşa bu sana yeter daha fazlası yok. Soğuk demirin soğuktan kazandığı yapıştırıcılığı tutuculuğu yüreklere yerleşip orada kalmalar.
Geride kalmayacak kadar bırakılamayacak kadar unutulmayacak unutulamayacak kadar sırtına bir yük sayıp öylece yaşayabilmek. Yanlış yapılmış değiştirilmesi gereken itiraf edilmemiş sırtındaki yüke tıkıştırılmış orada sadece orada kalsa taşınacak nasıl olsa orada kalsa öylece hiç olmamış gibisinden.
Kafayı karıştırmalar zaten bir şeyler var orta yerde onlara bulan maden eflatuna çalan lacivert bir yürek sızısı. Ne yanına dönersen dön kesilmiş gibi her yerlerin. Şarkılardan mor kıvılcımlar patlatacak şimdi o sıkışmış o buharlaşan demir dediğin bile dayanmaz sızılar.
Cümleler hep esir etmiş hep bir yerinden yalanın dalına takılıp bir keman sesiyle yürek titrediğinde uçup gidiverecek. Çirkin uyandırmalar uyanmaya korkan yarı açılmış gözler.
Bir şeyler elinde olmuyor artık hiç bir şey eskisi gibi değil olmuyor inanılmaz olup duruyor bir yerlerde.