Sakin olurdu her zaman, bugün değil. Bir şeyler anlatacak kızmış neden onu anlatacak. Başlamak için sakinleşmeyi kelimeleri bulmayı daha doğru olanlarını yine de başlıyor.
– “Hiç unutmam” diyor ama. Hiçbir şeyi hatırlamıyor, bazen beni badanacı bazen camcı bazen bakkalın çırağı zannediyor. Zeki Müren onun için şarkı söylemiş İzmir fuarında . Hani bana çok ağır gelmese ölmeyi unutmuş olduğundan burada diyeceğim. İzmir’e gittin mi? Nerede hatırlamıyor tabii ki. Hatırlamıyorsun bari beni hatırla o da yok. Aklıma geliyor Zeki Müren’i gördün mü? “Hiç unutmam” diyor bir de hatırlasa.
Boş ver dercesine bir el sallayışı ben de ne denir. Kızdığı ne? Çok ortada yok şimdilik.
– Anlattığı bir başka şey, Bizim ora nere İzmir nere. Bildiğim hiç gitmişliği yok dahası buraya gelene kadar kent dışına çıkmışlığı da yok. Televizyonda gördü ise bilemem, hafta sonu meydana orkestra kurulup sabahlara kadar insanların dans etmişliği de. Orta Anadolu kasabası o kadar. Duvarın üstüne oturup annesini babasını dans ederken seyretmiş.
Burada duruyor. Bir sonuç bulmuş matematikçi edası suratında.
– İnsanın aklına bir şeyler olunca bir şeyler uçup gitmiyor. Bir şeyler giriyor içeri. Ondan bir taşma, bir fokurdama. Bir köpük beyinde.