Bekle Beni

-“Kalk oğlum kalk sabah oldu”. Sabahın olduğunu annem söylerdi. Horoz yoktu, duymazdık belki de uzak bir yerlerde öttüğünden… Sıcak o sesi özlemişim…

Yarım asır olmuş, bayram geliyor yine sabahlarını özlemişim. Elini öpmeyi, üç numara traşlı kafamın okşanmasını, koltuğunun altına sokulmayı. Pazar kahvaltıdan önce boğuşmayı, kardeşlerimle bir olup onu yenememeyi. Gece yarılarının uykuya en hasret olduğu anlarında bana artık yürümeyecek bir şeyleri beni üzmeden anlatma gayretlerini. Beyazlamış bardağını tokuşturmak için hazırlanıp ağzında ki lokmayı yutmasını beklemeyi.

anne cocuk

Soracağım ilk gördüğümde duyduğumda hissettiğimde hani nasıl olacak bilmiyorum o anda bu kadar özleme bu kadar özlemeye, özlenmeye ne diyecek?

Öyle hesap sorar gibi değil, içinde olanların varsa içinde kalanların ne olduğunu anlatsın isteyeceğim. Bende eksik olup doldurulamayacak boşlukların onlarda bir yerlerde olup olmadığını anlamaya çalışacağım. Yokluğu soracağım yok olmayı, eksik olmayı eksik kalmayı. Gelip gidişlerini, bir şarkıya takılıp gelmelerini, bir çağırışa başka birinin anısının ucuna, bir bulata, bir yağmur damlasına takılıp gelmeleri. Bir yerlerde olmaları gereken bir yerlerde olmayıp gidişlerini, gittiklerinin, olmamalarını. Bir kelime bütün hepsi… Özledim.

1 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir