Yarış başladığında sonu gözükmez, gözükse yarış olmaz. Başlarsın, sen bir bitirme isteği sonu gelsin acelesiyle. Yarış başlardı hayat da böyleydi ağır kimsenin kendisinden başkasını takmadığı sıralar birileri kalabalığın içinden birilerini önceden seçmiş peşine düşülecekler listesi olanların bile kimseyi takmadığı zamanlar, toplu gidilen arızasız.
Sonuna yanaştıkça nefesler kısılır, yetmez olur, en bitmişlikte yeni bir başlangıç ister yarış, sonu gelsin.
Senenin başında iyiye giderse yılı geçirip gidecek bir nefesle giderken kötüye rastladığında bir şeyler seneyi bitirirken bütün kötüleri toplayıp önüne yığıldığında biliyordun Aralık ancak. İşte Kasım kapıdan göründü diye.
Kasımpatı çiçek diye sayıp aklına gelse, sonra gidişler ayı nefesin kesilip birden duyulmadığı aynayı buğulandırmadığı anlar, bir artık yok o da yüreğinin isyana gittiği bir çığlığa çıkma öne geçişi bir gözyaşı seli damlaları olmayan akıp giden.
Aralık’a kadar vaktimiz vardı öyle mi? Kasım bile olmadı denir ya öylesi, ulaşılmadık bir yarış sonu. Erken bitmiş, tavşan atlet bile değilken. Hızlı yaşanmışlık dersen belki. Hadi bana eyvallah zengin kalkışı aklına bir şey gelmiş, ocak üstünde bir şeyler unutulmuş telaşı ortalığı siz toplarsınız artık, bulaşıklarda size kaldı bakışı kapıdan çıkılırken. Ve ardından merdivenlere doğru güle güle diye bile bağırılamayan bir hızlılık pencereden ardından bakılan bir gidiş öylesi.
Bir akşama gelmem, bu gece gelmeyeceğim bekleme tavrı olsa neyse. O da yok.