Demokratik isteklerin oluşturduğu kitleler Taksim deymiş. Hayır demokratik talepleri olanlardan oluşmuyor oradaki kitle. Demokratik yaşamayı hak ettiklerini ve bunun neden olmadığını soranlar orada. İstek değil hesap sorma oturumu bu olaylar. Seçilmeden önce oyumu isterken ne söylediysen onları niye yapmadın. Sana verdiğim bu görevi niye yapmadın, yaptırmadılar mı ? Niye bana ben yapamıyorum yaptırmıyorlar al verdiğin görevi demiyorsun.
Evde oturanlar varmış. Evet var. Ama onlar dışarıda olanlara kızdıklarından daha fazla senin neden böyle davranıp onlara güvenerek köpürüp sinirle bu olayları çözme becerini gösterememenden de rahatsızlar. Bunun farkına varmanı da bekliyorlar. Evdekiler biraz bilen, biraz tanıyanlar isim vermeyeyim yakın mesai arkadaşların olurlar neden ılımlı konuşuyorlar, o yüzden.
Yedirtmeyiz diyenlere bakma.
Bazı zamanlarda buna benzer lafları edenler, daha sonra yedirtmiyeceklerini söyledikleri arkadaşlarını ufak ufak parçalara ayırıp gümüş tabaklarda servis etmişlerdi.
(Bakınız Erbakan Hoca’nın hayatı ve son zamanları) Hatırlayanlar bilirler. Başka örnekler de var.
Bu bir istek programı değil. Burada sadece gençlik yok. Burada göreve, verilen göreve çağırma var. Görev verenlere öyle bağırıp çağırma olmaz.
Dış mihraklar, faiz lobisi, bölücü, yıkıcı, marjinal guruplar yapmıyor bunu.
Halk, Millet, vatandaş ne dersen de bu memleketin bireyleri, bireysel sorumluluklarıyla toplandılar, toplanıyorlar.
Türkiye’nin Jeopolitik durumu şöyleymiş, böyleymiş diye konuşanlara da dikkat edin.
2B, 5B diyerek kesilen ağaçları on senedir götürüyorlar. Ormanlarımıza şehir kurduk. Para kazandık. Daha fazla kazanmamızda ne mahsur var derseniz ona dur deniyor orada farkında değimlisiniz? Ekonomi şöyle iyi imiş. Nisan başından beri kime, hangi esnafa, hangi işverene sorarsam sorayım kriz var diyorlardı. Duymadınız mı? O da sizin görevinizdi.
Ondan sonra beni bana şikayet edin.