Dolu dolu kocaman kalbi yerinden fırttarttıran duygular şimdilerde öylesi yok. Yaşanmıyor gibi yaşansa edebiyata internete hikayelere düşer düşmüyor. Romanlarda bile birkaç paragraf sonrası eller parmaklar dudaklar ya anlatılamıyor ya olmuyor yaşanmıyor daha doğru olmalı.
Hep bel altı vuruşlar hayatı ortalık yerde.
Romantizm öldü çoktan öldü Kızılderili atasözü gibi en son anıldığında ölünür ya son anılışı bundan önce uzunca yıllar olmalı. Kimse de hücresi bile kalmamış olmalı.
Bir zevksizlik tamam her şey yaşanılası gibi olmayabilir. Diz çöküp yüzüklerle. Eskiden öyle baştan biteceği belli olmadı kopacağı nerede nasıl biteceği her halde biteceği baştan başlamış gibi olsa bile başlamamışlıklarla dolu.
İçinde romantizm yok oldu diye hara güre tumba yatak o bile Jumbo yaşanıyor zannederek içinde hislerin olmadığı olsa bile ararken kaybolacak ezilecek kadar küçük.
Kelimeleri yok çoğu ondan. Dilde bir eksiklik seni seviyorumlar içinde seni seviyorumları barındırmayan yok etmiş yok olmuş hadi ya vah vah nasıl söyleniveriyorsa çikletle balon patlatma becerisi gibi bir de çitleti versen seni çok seviyorum olacak alışkanlığında ortalık çöpü gibi o kadar bayağı o kadar ele dile ayağa düşmüşlük.
Yarın seni seviyorum öbür gün bir başkası olabilir daha sonra bir başkası bütün kalpler yolgeçen hanı gibi. İlişkilerde öyle eski zamanların evdeyseniz akşama size geleceğiz. Evdeyiz. Bizde yarın akşam başkalarına.
Dalgalar bile geçilemeyecek kısa zamanlarda kısa kısa.