ODTÜ’de öğrenciler ne diyorlardı aylar önce? Ne direniyorlardı? Neden direniyorlardı ?
Bütün parmaklar onları gösteriyor, onların direnmek için ortaya çıktıklarını direnilecek öyle kötü bir şeyin olmadığı söyleniyordu .
Kredi kartı alırken yakınlarının almaması konusunda direnmesine rağmen alıp sonra da kredi kartı mağduru olanlar gibi yönetim olayın iyi niyetli olduğuna inandığını söyleyip imzaları bastı.Hem de aynı benzeri mağduriyetler gibi küçük puntolu anlaşmayı okumak zahmetine katlanmadan.
ODTÜ öğrencilerinin onlarca yıllarda neredeyse yarım yüzyılı geçen zamanda kazanılmış derin hafızası, her zaman olduğu gibi yönetenlerin ne kadar art niyetli, kötü niyetli olduklarını üç kağıtlarının en olmaz denilenlerinin uzun süredir kendi üstlerinde oynandığını bildiklerini ortaya koydular.
Uyarılarının hepsi gerçekti. Söyledikleri oldu. AVM nerede diyenlere AVM’yi gözlerine bakanlık aracılığıyla sokuldu. Altına iyi niyetle imza atanların sözleşmelerinin asıl niyetinin yıllardır olduğu gibi kanun ve nizam tanımazlığıyla bilinenlerin istekleri gibi olduğu ortaya çıktı.
Şimdi ne olacak? Bu durum bu fitneyi ortaya koyanların, hazırlayanların, dindar olduklarını bas bas bağırıp ağzından yalandan başka söz çıkmayanların çıkarı olarak bırakılacak mı?
İşte bu oyunun durabilmesi için ODTÜ yönetimine bir fırsat burada. Ortaya çıkıp nasıl yanıltıldığını anlatıp, öğrencilerinin yanında yer alarak kötü niyetin Üniversite sınırlarından içeriye girmemesi için gerekli önlemleri alması, kötü niyetlilerin yandaşı guruplara artık destek vermemesi en akılcı ve olumlu yol. Bu aynı zamanda ODTÜ’nün çıkar çevrelerine peşkeş çekilmesinin de önünü bir nebze keser.
Neredeyse yarım yüzyıldır ortaya çıkan gerçek, kötü niyetin çok acı olaylara neden olup, çok acı verdiği, çok can aldığıdır.
Yeniden aynı şeylerin yaşatılması kötülüğün isteğidir. Bunu bilelim.