Yaşam

Kendiyle Barışıklık

Geçmişin bir yerinden kalkıp daha geçmişe gitmiş birini düşünün. Olmadı kaplumbağa kanı ile kanı değiştirilmiş ölümü çok yaşamış birini. Kaleme denk gelmemiş anlatılmış anlatılmış anlatılmış gelmiş size, size gelmeden az önce kaleme denk gelmiş yazılmış belki. Belli ki merak içinde neden oldu niçin olduklara boğulmuşluklar orada kalmışlıklarda. Lalenin yaşadıkları patatesin […]

Hikayenin Tam da En Güzel Yeri

“Hikayeleri hep ucundan biraz kenarından yeni baştan dışarıdan bakaraktan göbeğine bir de öyle okuyup dinleyeceksin ki tadını alabilesin”. Böyle der böyle anlatırdı. Anlattığı hikayeler özenle kumda pişirilmiş dibek kahvesi tadında kokusunda olurdu. Bir gece düşü bir meyhane dönüşü bir gölge de yakası kaldırılmış paltoyla bekleyen ölümü anlatırdı. Felek vardı. Feleğin […]

Yüreğini Yağmur Islatamadıysa

Dayayacaksın sırtını taşa, alacaksın denizi karşına sakin de olsa çırpınıp dursa da bilemedin arkasına rüzgarı alıp gelse de karşına. Sana destek eline bir kahve gelse sesin rüzgara karışsa. Kahveye sığın fincanı elinle ovala ısıt, ısıtsın seni. Biraz yağmur boş ver ıslan. Fincanına saklanmış onca gelecek az sonra ters çevrilip üstüne […]

Sabah Gün Işıdığında

Yaz geliyor. Farkında olmalısınız. Bırakın gökyüzünün yaptığı oyunları yağmuru soğuğu. Bir zamanlara bir başka yaza kayıp bir yaz gününe uzakça bir zaman bir ömürden birazcık kısa. Güneşin yakıcılığı yüreğe de işleyeninden. Yavaş olmak için her şey vardı, her şey yavaş usulca olmalıydı. Öyle geçiyordu akıldan. Bir anda oldu yok oldu […]

Yağmur Yağar mı?

Her yağmurda olmasa bile siyah bulutlar göze ilişmesiyle o çok eski soruya. Ne kadar narin ne kadar korkak edilgen bir sesle sorulmuş bir soruydu. Şekerdi eriyecekti kaçacak yer yoktu ruhu saklamak ta yok ortalardaydı her şey yürekler canlar ruhlar hepsi çamların arasındaydı şimdi ağaç olmuş fidanların gökyüzü simsiyahı birbirlerine sokulmak […]