Nerelerdeydin? Diye soracaksın. Bildiğin gibi diyeceğim. Bilmediğin gibi ben de bilmiyorum bilmiyordum bilmiyorum yine öyle bir hal.
Bildiğin bildiğimiz gibi değil denize biraz daha yüksekten baktım bakmak için yükseğe çıktım yürek Selanik yüksekten korkarım biliyorsun yine de korkuyorum onu da bil.
İçinde iyot kokusu olan havalardan nefes almak biliyor muydun? Soluğunda deniz kokusu güzeldi bilmiyordum. Şarkılar dinlemek dalgaların ritmine uymayan. Geceyi kovalamak sunaklardan su içmek mum yakmak dilek tutmak olacağından korkmak isyan etmek yine de kavga olmasa da niyelemek biraz kırgıncasına.
Yüreğine el koyup yerinde olduğunu dinlemek.
Yeşile doymak gözlere yeşil doldurmak arasına mavi kırçıl kırçıl. İnsanlara zehir sunan zehir ölüm getiren alkışlarla Roma arenası benzeri baş parmak aşağıda yumruklu kollar uzatmak uzatılan kollara ölümü isteyen gözlere alkışlarla.
Kırlangıçlar martılar çok eskiden de değil az kalmışlar azlar sesleri yok çıkmıyor bile bir yerlere yok olmaktan kurtulmak için kuytuya kuytu da bile sessiz. Dalgada öyle sesi soluğu geceyi doldururdu bilirsin öyle konuşamaz olurduk oturur dinlerdik, konuşmak da pek istemezdik sessizlik kelimelerden çok şey anlatır olurdu. Bir şarkı gelirdi aklımıza içimizden onu söylerdik belki sadece ben.
Yağmurun damlaları azalmış cılızlamış öyle patır patır değil pıtır pıtır kusura bakmazsanız biraz ıslatacağım korkutması. Günler yıpranmış aşınmış çok kullanılmaktan biraz parlamış geçiyor Paris pazarında satıcının eteğinde parlatılmış meyveler gibi.
Kartpostallarda çizilmiş hayatları pazarlamaya çalışıyorlar her seferinde biraz daha fazla bedelle yeniden yeniden bir kucak dolusu dahainanmak istiyor insan biraz aldatılmak .
Nerelerdeydin diye soracaksın bildiğin gibi dersem şaşırma.