Bugün şehir neden kalabalık dersin?
Gitmekten vazgeçenler bu kadar çok mu? Zamanı kaçırmış olanlar.
Yeni suratlar, botokslu tanıdık değil, bakışlar bakmamalarda, sözler sessizlik dolu. Şekerin kaç damla çay?
Otur sırt sırta bakışalım. Sen ufuğa ben ufuğa ufuk bize kavuşmalı bakışlar kısa yol.
Cebinde uzaktan uzatılan bir elin açılmış avucunun sıcaklığı, bırak avuca sıcaklığı perişan olsun yıkılsın yansın sana öyle olmuştu.
Düşlerine girenlere çıkma yasağı, hayrola nereye? Bu gecede buradasın yassak kardeşim yassak. Hadi bir bakta gel çabuk, gözlerimde kurşun ağırlığı başka bir zaman yüreğe döktüreceğim kurşunları, biraz da havada var öyle duydum ağır.
Çalan parçayı geri çağır, hiç çalmamış olsun gelmemiş olsun aklına yine rakı misali yanına bir leblebi gözyaşı bir iç çekiş kavun kokusu.
Rüzgar çok sert, bir perde kıpırtısı çırpıntı yüreğe inat.
Şehir çok kalabalık değen değene. Kriz geçirmiş tak zilleri oyna.