Şarkı da olan karabiber ağaçları göze kaçmış. Farkındasın olmalısın yine kalemle olan kavga. O eski travma bir dik başlılık istediklerimi yaz dediklerimi beceriksizlik belki çoğu olmuyor içine bir şeyler kaçıyor konmuş olanlar dökülüp bir yerlerde kalmış olmuyor. Sen de anlıyor olmalısın.
Ay ışına bulanmış, batmış olanları bile bilirsin yazamıyor.
Gemilerin batması yakmıyor denizin canını acıtmıyor yüreğine değmiyor bile. Bir çırpıntı batan güneşe karşı bardak ta bile olanından. Bütün suçların affı her şey kaldığı yerden devam geri dön gidilen yerden o da yok.
Bütün her şeyi anıları filanda koy bardağın yanına yeniden başlasın hayat bir yudum daha eceli tam geldiği anda ikna et bir yudum daha yürek çırpıntısı bile yapmasın.
Yumuşak bir sesle gözlerini aça aça sor nerelerdeydin? Ben soracaktım önce olmadı. Güle güle bile demeden gidilen bir yerden dönülüyor olmak gittin mi hoş geldin densin.
Nerelerdeydin? Nerelerdeydim? Nerelerdesin? Neredeyim?
Sor tamam önce sen sor. Buradaydım buralardaydın buradaydın.
Şimdi?
Şarkıda karabiber ağaçları göze kaçan gözü sulandıran gözü hapşurtturan tam da dediğin gibi çok yaşa.
Rüzgarı, yağmuru, doluyu, kasırgayı, fırtınayı, akşamları, bir sohbet arkasına saklanmış iğneli lafları, falan filanları içini sen doldur alıp gidişin orada kalışın.
Hep te aynı şey yıkılsın biz içindeyken her şey dilekleri İlla biz içindeyken gurup hep şişenin arkasına geçince. Biri demiş ya. Tuttuğu bir eli girdiği bir kolu niyet bir ömür boyu bakılan bir gözü boş ver silkeleyip gitmeler.